Tokluk kan şekeri, yemeklerden sonra kandaki şeker oranını belirten bir değerdir. Bu ölçüm, ana öğünlerden iki saat sonra yapılan bir testle veya şeker yükleme testiyle belirlenir. Açlık kan şekeri değeri ise en az 8 saatlik açlıktan sonra ölçülen değerdir. Sağlıklı bireylerde kan şekeri seviyeleri, yemeklerden sonra belirli bir aralıkta kalmalıdır. Normalde, tokluk kan şekeri değeri 140 mg/dL ile 200 mg/dL arasında olmalıdır. Kan şekerinin bu değerlerin üzerinde veya altında olması, kişilere diyabet tanısı konulmasına neden olabilir.

Sağlıklı bireylerde insülin salgılanması iki farklı şekilde gerçekleşir: yemekle birlikte hızla salınan insülin ve yemekten daha geç başlayan insülin salgılanması. Tip 2 diyabet hastalarında, yemekle başlayan hızlı insülin salgılanması bozulur ve bu durum tokluk kan şekerinin yükselmesine neden olur. Yemekten iki saat sonra yapılan kan şekeri ölçümü ile, tokluk kan şekerindeki yükselme değeri belirlenir. Tokluk kan şekerinin yüksek olması, yemeklerden sonra yapılan ölçümün 140 mg/dL seviyesinin üzerinde çıkmasıyla belirlenir. Bu yükseklik, damar çeperlerinde hasar yaparak damar sertliği oluşmasına neden olabilir. Bu etkiyle kalp, beyin ve bacakların beslendiği damarlarda hasarlar meydana gelir. Tokluk kan şekerinin yüksek olması, kalp ve damar hastalıkları açısından en önemli risk faktörüdür. Bu oran, kişilerde açlık kan şekerinin normal çıkmasına rağmen yüksek olabilir. Bunun iyi takip edilerek, ileride oluşabilecek hasarların önlenmesi gerekir.

Bu tedavinin temel olarak iki prensibi bulunmaktadır. Öncelikle vücudun ihtiyacından fazla karbonhidrat alımı yapılmamalıdır. Diğeri ise vücutta yetersiz miktarda olan insülini ilaçla desteklemek gerekir. Tip 1 diyabet hastalarında insülin olmadığından, gerekli miktarın dışarıdan alınması gerekir. Tip 2 diyabette ise insülin miktarı yetersiz olduğundan, vücutta insülin salınımı yaptıracak ya da vücutta insülinin etkisini artıracak ilaçlarla destek olunmalıdır. Bunun dışında doktora danışılarak, bitkisel ürünlerden faydalanılabilir.

Bunun dışında lifli besinlerin tüketimine önem verilmelidir. Özellikle havuç, yulaf ezmesi, fasulye ve keten tohumu gibi yiyecekler tüketilmelidir. Bu tür önlemlerle, tokluk kan şekeri seviyelerinin kontrol altında tutulması sağlanabilir ve uzun vadede diyabetin olumsuz etkileri minimuma indirilebilir.