Hipoglisemi, kan şekerinin normal seviyeler olan 70-100 mg/dl değerlerinin altına düşmesi durumudur. Beyin ve sinir hücreleri çalışmak için oksijene olduğu kadar şekere de ihtiyaç duyar. Kan şekeri düştüğünde, beyin tarafından adrenerjik aktivite denilen bir reaksiyon başlar ve stres hormonları salgılanarak kan şekerinin yükselmesi sağlanır. Bu nedenle kişilerde çarpıntı, huzursuzluk, sinirlilik, fenalık hissi, ateş basması, terleme ve titreme gibi belirtiler ortaya çıkar. Hipoglisemi genellikle yemek yedikten 2 saat sonra gelişir. Bazı durumlarda, oruç tutma gibi uzun süreli açlıklarda da hipoglisemi atakları tetiklenebilir. Unlu ve şekerli yiyeceklerin tüketiminden sonra daha sık görülen ataklar, kilolu kişilerde ve kadınlarda daha fazla görülür. Hipoglisemi Neden Gelişir? Vücuttaki şeker metabolizmasından sorumlu olan insülin hormonu, kanda bulunan şekerin hücrelere girmesini sağlayan anahtar vazifesi görür. Şekerli besinlerin tüketimi nedeniyle insülin salgısında artış meydana gelir ve bu etki yemekten sonra kan şekerinde düşüklüğe neden olur. Mide-bağırsak ameliyatları, hormonal yetersizlikler ve bazı ilaçlar da hipoglisemi gelişimini tetikleyebilir. Genç kadınlardaki adet düzensizliği, kilo fazlalığı, tüylenme gibi semptomları olan polikistik over sendromu, insülin direncine sebep olduğu gibi hipoglisemi ataklarını da tetikleyebilir. Alkol kullanımı, vücudun kendisini hipoglisemiden koruma mekanizması olan karaciğerdeki şeker çıkışını baskılar. Aşırı alkol tüketimi ise karbonhidrat alımı yetersiz olan kişilerde hipoglisemiye sebep olur. Karbonhidrat alımı yeterli olmayan kişilerin uzun ve yorucu egzersiz yapması da hipoglisemi gelişimini tetikleyebilir. Hipoglisemi Bulguları Nelerdir? Hipoglisemi belirtileri arasında açlığa karşı tahammülsüzlük, aç olunduğunda sinirlilik, yorgunluk, gerginlik, uyku hali, baş ağrısı, tatlı krizi ve enerji kaybı gibi etkiler bulunur. Hastalar açlığa karşı dayanıklılığını yitirmiştir. Hipoglisemi, kan şekerinin 60 mg/dl altına düşmesiyle tanımlanır. Ancak bazı kişilerde kan şekeri 70-80 mg/dl olduğunda bile hipoglisemi atakları görülebilir. Belirtiler karbonhidrat alımıyla düzeldiğinden, hastalar genellikle şekerli, unlu, nişastalı, çikolatalı yiyecekleri tüketerek kilo alma eğilimindedir. Yemeklerden sonra uyku basması, terleme, çarpıntı, konsantrasyon güçlüğü ve bulanık görme gibi sorunlar yaşanabilir. Geceleri terleme, uykudan uyanma ve uykusuzluk çekme yaygındır. Sıkça tekrarlayan kan şekeri düşmesi, hastalarda panik atak ve depresyon yaşanmasına neden olabilir. Hipoglisemi Tanısı Nasıl Konur? Toplumda fast food tarzı beslenmenin artması, doymuş yağlar açısından zengin gıdaların tüketilmesi, unlu ve şekerli besinlerin yenmesi Tip 2 diyabet ve obezitenin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Hipoglisemi atakları da bunlarla paralel bir artış gösterir. Tip 2 diyabet gelişiminden önce aşırı insülin salgısı nedeniyle hipoglisemi gelişebilir. Hastalara tanı koyabilmek için, şeker düşüklüğü bulguları görüldüğünde 2-3 defa ölçülen kan şekerinin normal değerlerinin altında çıkması ve bulguların şeker tüketimi sonrasında düzelmesi dikkate alınır. Ayrıca hastalara oral glikoz tolerans testi uygulanır. Hipoglisemi yemeklerden 2 saat sonra gelişmeye başladığından, 4 saatlik test yapılmalıdır. Hastalara metabolik ve hormonal testler de uygulanmalıdır. Hipoglisemi Tedavi Edilebilir mi? Hastaların yaşam tarzında bazı değişiklikler yapması faydalı olabilir. Özellikle lifli, karbonhidratlı, yağ ve proteinli besinlerin dengeli tüketilmesi ve düzenli egzersiz programı uygulanması sayesinde kan şekeri kontrol altına alınabilir. Bu sayede hastalarda kilo kontrolü sağlandığı gibi, kandaki şeker ile insülin dengesi de kurulur. Gerektiği takdirde insülin direncini azaltacak ilaçlar metabolizma hastalıkları uzmanı tarafından önerilebilir. |