Diyabet, pankreasın yeterince insülin üretememesi veya üretilen insülinin etkisiz kalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenle diyabet hastaları insülini dışarıdan almak zorunda kalırlar. Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar oral yolla alınanlar ve enjeksiyon yoluyla uygulananlar olarak ikiye ayrılır. Oral yolla alınan ilaçlar arasında metformin, glimepiride, pioglitazone ve sitagliptin gibi ilaçlar bulunur. Enjeksiyon yoluyla uygulanan ilaçlar ise insülin preparatlarıdır. Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Tedavisi Tip 1 diyabet hastaları, pankreasları insülin üretmediği için insülini iğne ile dışarıdan almak zorundadırlar. İnsülin deri altına enjekte edilir. Tip 2 diyabet hastaları ise ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçların yanı sıra gerektiğinde insülin de kullanabilirler. İnsülin tedavisi, kandaki şeker seviyelerine, yeme alışkanlıklarına, öğün sayısına, gebelik durumuna ve diğer hastalıklara göre doktor tarafından belirlenir. İnsülinin fazla miktarda alınması hipoglisemiye neden olabilir ve bu durum hastaların komaya girmesine yol açabilir. İnsülin Enjeksiyon Yerleri İnsülinin uygulanacağı yer oldukça önemlidir. Enjeksiyonun kan damarları ve sinirlerin olmadığı bölgelere yapılması gerekmektedir. İnsülin, cilt altına ve kaslara dalmayacak şekilde enjekte edilmelidir. Enjeksiyon yapılan bölgelerde yağ düğmecikleri oluşabileceğinden, aynı bölgeye en az bir ay aralıklarla enjeksiyon yapılmalıdır. İnsülin iğnesi çalkalanmadan, iki el arasında yuvarlanarak şırıngaya çekilmelidir. İnsülin Tedavisindeki Komplikasyonlar İnsülin enjeksiyonu sırasında ağrı ve acı olmamalıdır. Eğer bu tür etkiler görülüyorsa, insülin yeterince oda sıcaklığına gelmeden uygulanmış olabilir veya iğne sinire temas etmiş olabilir. Enjeksiyon yapılan yerde kanama olmamalıdır; bu durum iğnenin damara geldiğini gösterir. Temiz bir iğne kullanıldığında apse oluşumu gözlenmez. Bazı diyabetiklerde insülin alerjisi görülebilir ve bu durum kaşıntı, kızarıklık, dudaklarda, gözlerde ve boğazda ödem gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durumlarda insülin tipinin değiştirilmesi gerekebilir. İnsülin Kullanımında Şekerin Aniden Düşmesi İnsülin kullanan hastalarda en sık ve tehlikeli komplikasyonlardan biri hipoglisemidir. Bu durum hastaların komaya girmesine neden olabilir. Şekerin aniden düşmesi halinde şu belirtiler görülebilir:
Bu belirtiler ani şeker düşmesinde bir arada veya tek başına görülebilir. Hastalar dikkatlerini toplayamaz, çevresindekilere öfkeli olabilir ve sosyal ortamlardan kaçınabilir. Bir bardak şekerli su verilmesi belirtileri hızla hafifletebilir. Şekeri düşen hastaların uykusu dinlendirici olmaz ve çok rüya görürler. Komaya girdiklerinde titreme, yıkılma ve bazı hastalarda beyinde tahribat, felç gelişebilir. Ağız Yoluyla Alınan Şeker Düşürücü İlaçlar Tip 1 diyabet hastası olmayan kişiler, yani Tip 2 diyabet hastaları, kan şekerini kontrol altına almak için ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçlara ihtiyaç duyarlar. Bu ilaçlar tipik olarak insüline ihtiyaç olmadan kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur. Oral İlaçların Etkileri Oral yolla alınan ilaçlar, insülin üretimini teşvik eden veya insülin duyarlılığını artıran mekanizmalarla çalışırlar. İlaçların etkili olabilmesi için diyet ve egzersizle desteklenmelidir. İlaçlar her gün aynı saatlerde ve yemek öncesi alınmalıdır. Alkol tüketimi ağır şeker düşmesine ve yüzde kızarıklığa neden olabilir. Oral ilaçların vücuttaki etkileri şunlardır:
|